Guaj Boya ile Tuval Yapılır mı? Renklerin ve Kelimelerin Ortak Dili Üzerine Edebi Bir İnceleme Bir Edebiyatçının Girişi: Sözcüklerin ve Renklerin Dönüştürücü Gücü Edebiyatın kalbinde renk vardır; tıpkı resmin kalbinde kelime gibi. Bir yazar için kalem neyse, bir ressam için fırça odur: her ikisi de görünmeyeni görünür kılmanın aracıdır. “Guaj boya ile tuval yapılır mı?” sorusu, yüzeyde yalnızca teknik bir merak gibi görünse de, aslında yaratımın sınırlarını sorgulayan derin bir edebi temadır. Çünkü her sanat formu, diğerine sızar. Resim yazıya, yazı renge karışır; tıpkı bir cümlenin içindeki metafor gibi, bir boya da kendi anlamını taşır. Guaj Boya: Yazının Renkle Buluştuğu…
Yorum BırakKüçük Keşifler Yazılar
Görümceye Hediye Ne Alınır? Edebiyatın Sembolik Dünyasında Armağan, İlişki ve Anlam Üzerine Bir Edebiyatçının Samimi Girişi Kelimeler, insanın birbirine sunduğu en eski hediyelerdir. Bir mektup, bir şiir, bir bakış… Hepsi birer armağandır aslında. Bir edebiyatçı olarak, “Görümceye hediye ne alınır?” sorusunu duyduğumda, hemen nesnelerden çok hikâyeleri düşünürüm. Çünkü her armağan, görünmez bir anlam taşır; tıpkı romanlardaki simgeler gibi. Bir hediye yalnızca maddi bir nesne değildir — o, toplumsal bağın, sessiz bir duygunun, bazen de söylenemeyen bir özrün dilidir. Edebiyat, bize armağanların yalnızca elden ele değil, kalpten kalbe dolaşan hikâyeler olduğunu öğretir. Bu yüzden “görümceye hediye” sorusu, yalnızca alışverişle değil; kadınlar…
Yorum BırakENTP Dünyada Yüzde Kaç? – Sayılar Az, Etkisi Büyük Bir Azınlık “ENTP’ler gerçekten bu kadar az mı, yoksa biz mi onları daha çok fark ediyoruz?” Bu soruyla uzun zamandır yaşıyorum. Çünkü tartışmayı seven, fikirden fikre atlayan ve her masaya yeni bir ihtimal koyan insanlar, sanki kalabalık bir toplulukmuş gibi görünür. Ama perdeyi araladığınızda tablo bambaşka: ENTP, küresel ölçekte küçük ama sesi yüksek bir azınlık. Yüzde Kaç: Net Cevap mı, Aralık mı? Kısa cevap: yaklaşık yüzde 3 civarı. Ancak kullanılan örnekleme ve ölçeklere göre bu oran %2–5 aralığında değişebiliyor. Örneğin, Myers-Briggs Company’nin ABD temsilî örnekleminde ENTP’ler %3,0 çıkıyor. Aynı çalışmada erkeklerde…
Yorum BırakBağırsak Kangreni Neden Olur? Farklı Perspektiflerden Bir Bakış Merhaba sevgili okuyucular! Bugün, sağlığımızı ciddi şekilde etkileyebilecek ama genellikle hakkında çok fazla konuşulmayan bir konuya değineceğiz: Bağırsak kangreni. Herkesin sindirim sistemiyle ilgili farklı hikayeleri ve deneyimleri vardır, değil mi? Birini kötü yedikleri bir yemeğin ardından karın ağrısı çekerken, bir başkası uzun süreli hastalıklar sonucu bağırsaklarında kan akışının yavaşlamasından dolayı ciddi problemler yaşayabilir. Peki, bağırsak kangrenine ne sebep olur? Bu konuda herkesin bakış açısı farklıdır. Erkekler genellikle olayı daha objektif ve veri odaklı ele alırken, kadınlar ise daha duygusal ve toplumsal etkiler üzerinden yaklaşabilirler. Hadi, bu farklı bakış açılarına daha yakından bakalım!…
Yorum BırakJüpiter İsmini Nereden Alır? Toplumsal Yapıların İzinde Bir Araştırma Giriş: Toplumsal Yapılar ve Adlandırmalar İçinde yaşadığımız toplumsal dünyayı anlamak, her zaman bireysel deneyimlerle sınırlı kalmaz. Sosyologlar, insanların hem toplumsal yapılarla hem de kültürel normlarla nasıl şekillendiğini anlamaya çalışırlar. Bu bağlamda, zaman zaman karşılaştığımız kavramlar ve kelimeler, sadece dilin taşıdığı anlamlarla değil, aynı zamanda toplumsal bir kodlamanın yansıması olarak karşımıza çıkar. İsimler, özellikle de gezegenler gibi evrensel unsurlar, sadece dilin bir parçası olmanın ötesinde, insanlık tarihinin derinliklerinden izler taşır. Bu yazıda, Jüpiter’in isminin kökenini keşfederken, aynı zamanda bu ismin kültürel ve toplumsal yapıların etkisiyle nasıl şekillendiğine de göz atacağız. Jüpiter İsminin…
Yorum BırakGıdıklanmak Psikolojik Mi? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, insan ruhunun en derin köklerine dokunan bir sanat dalıdır. Kelimeler, düşündüğümüzden çok daha fazlasını taşır; onlar, dünyayı algılayış biçimimizi şekillendirir, hislerimizi kucaklar ve varoluşumuzu sorgulamamıza neden olur. Edebiyatçı, her kelimenin gücünü ve her anlatının dönüştürücü etkisini keşfetmeye çalışır. Bu, yalnızca metinler aracılığıyla bir anlam dünyasına adım atmak değil, aynı zamanda günlük yaşantımızdaki küçük ama derin izleri görmek anlamına gelir. Evet, gıdıklanmak… Sadece fiziksel bir tepki değil, aynı zamanda ruhsal bir yankı. Gıdıklanmanın psikolojik olup olmadığını anlamak için yalnızca bedenin verdiği tepkiyi değil, derinlerde gizlenen anlamları da…
Yorum BırakBir Psikoloğun Gözünden: Gölcük İlçesinin Özellikleri Nelerdir? Bir psikolog olarak mekânlara yalnızca coğrafi yapılar olarak değil, insan ruhunun yansımaları olarak bakarım. Çünkü her şehir, tıpkı bir birey gibi duygular taşır; her sokak, geçmişin anılarını saklar; her topluluk, ortak bilinçle şekillenir. Gölcük ilçesi de bu bağlamda yalnızca Kocaeli’nin güzel bir sahil kasabası değil, kolektif hafızanın, yeniden doğuşun ve duygusal dayanıklılığın simgesidir. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Gölcük: Mekânın Zihinsel Temsilleri Bilişsel psikoloji, insanların çevrelerini nasıl algıladığını, hatırladığını ve anlamlandırdığını inceler. Gölcük, bu açıdan insan zihninde çok katmanlı bir imgeye sahiptir. Bir yanda Marmara Denizi’nin dinginliğiyle özdeşleşmiş huzurlu bir doğa algısı, diğer yanda 1999…
Yorum BırakHanım’dan Ayrılır mı? Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Adalet Üzerine Duyarlı Bir Düşünme Alanı Bazı sorular, sadece bir kişisel ilişkiyi değil, toplumun yapısını da sorgulatır. “Hanım’dan ayrılır mı?” sorusu da tam olarak böyle bir sorudur. Kimi zaman bir arkadaş sohbetinde, kimi zaman bir aile büyüğünün ağzından duyulur. Ama aslında bu ifade, sadece “bir erkek eşinden ayrılmalı mı?” sorusunu değil, kadın-erkek rollerine dair köklü kalıpları da içinde taşır. Gelin, bu sorunun ardındaki toplumsal anlam katmanlarını birlikte açalım. Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Görünmez Zincirleri Toplumda “hanım” kelimesi sadece bir eş tanımı değildir; aynı zamanda saygı, bağlılık, hatta kimi zaman bir “fedakârlık sembolü” olarak kullanılır.…
Yorum BırakErkân-ı Harbiye Hangi Padişah? Bir Dönüşümün Hikâyesi Bir zamanlar İstanbul’un kalbinde, rüzgârın Boğaz’dan taşıdığı serinlik içinde bir yapı yükseliyordu: Harbiye Mektebi. O binanın içinde yalnızca askerler değil, imparatorluğun geleceğini düşünen, bir yandan gelenekle bir yandan modernlikle mücadele eden insanlar vardı. “Erkân-ı Harbiye” denilen bu kavram, o dönemin kalbinde bir devrimdi; yalnızca ordunun değil, zihniyetin de yeniden inşasıydı. Bu yazıda sana bir tarih dersi değil, o dönemin ruhunu; bir padişahın vizyonuyla, bir subayın azmiyle ve bir kadının sessiz cesaretiyle harmanlanmış bir hikâye anlatmak istiyorum. Çünkü Erkân-ı Harbiye, bir kurumdan çok daha fazlasıdır — bir milletin uyanışı, bir halkın yeniden doğuşudur. II.…
Yorum BırakKelimenin Kalbi: Gomalak Üzerine Edebi Bir Düşünce Edebiyat, kelimenin insanın iç sesine dokunduğu en derin alandır. Her harf, bir yankıdır; her cümle, bir varoluş izidir. Tıpkı bir marangozun elinden çıkan o eski dolapta parlayan gomalak gibi… Kelimeler de yüzeyleri parlatır, geçmişle bugün arasında bir köprü kurar. İşte bu yazı, hem kelimenin hem de maddeyle birleşen sanatın hikâyesidir: Gomalak neden yapılır? sorusunun edebiyatın içinden yankılanan cevabı. Bir Parlaklık Arayışı: Gomalak ve Anlamın Cilası Gomalak, aslında doğanın gizemli bir armağanıdır. Hint ve Tayland ormanlarında “lak böceği” adı verilen küçük bir canlının salgısından elde edilir. Ancak edebiyatın gözüyle bakıldığında, gomalak yalnızca bir madde…
Yorum Bırak